Asgari Ücret Demek
Aslında ne yazmayla anlatılır, ne de dinlemeyle tükenir, asgari ücretlinin hali. Eline para sadece maaşını aldığı gün geçer; zaten o gün hepsi uçar gider. Yaşamaya, hayata tutunmaya çalışır; kimseye muhtaç olmamak ve gururlu yaşayabilmek için… Hep aklında bu ay nasıl geçecek telaşı vardır. Tatil yapmak, gezmek, dolaşmak, sevdikleriyle vakit geçirmek hayalden ibarettir. Sürekli çalışmalı, işini iyi yapmalı… Çünkü dışarıda iş bekleyen milyonların var olduğunu farkındadır. Her istediğine sahip olamaz yaşamı boyunca. Belkide istediği hiçbirşeye sahip olamaz. Bunun adı yaşamak değil; bunun adı hayatta kalmaya çalışmak… Bunun adı emeğin sömürülmesi. En büyük korkusu çocuğuna ve ailesine yetememek, isteklerini karşılayamamaktır. “Baba neden bizim paramız yok?” sorusu; ona dünyada cehennemi yaşatır. Zor iştir asgari ücretle geçinmek. Hayatı minimum seviyede yaşamalıdır. Nefsini terbiye etmeli. Her kuruşunu doğru harcamalıdır. Gerekirse haftada 7 gün çalışmalıdır. Kısa mesafelerde otobüse binmemelidir. Taksiye binmek mi? Önünden bile geçmemelidir. Peynirin en ucuzunu almalı, ekmeği yarına saklamalı, lambayı kapatıp televizyon izlemelidir. 1 tane ayakkabı almalı, onu özenle giymeli, yıpranmasına izin vermemelidir. Fazla kıyafeti olmamalıdır. Aynı şeyi giymeli, masraf etmemelidir. Kölelik değilde nedir bu? Evet teorik olarak kölelik ülkemizde yok fakat pratikte milyonlarca köle var. Peki umrundamı ensesi kalın, cebi dolgun beylerin? Saraylarda otursunlar, en lüks arabalara binsinler, en iyisini yesinler, en güzelini giysinler… Sen eşek olursan sırtına binen çok olur diyerek noktalıyorum.